9 Ocak 2013 Çarşamba

Marxizm ve Sendikalar

Marxizm, sendikaları, işçi sınıfının ekonomik örgütlenmeleri olarak kabûl eder, "sendikalizm"i ya da "anarko-sendikalizm"i reddeder, "siyasî sendikalizm"in geçersiz bir akım olduğunu öne sürer. "sendikalar, siyasî partilerin yerini alamaz." Karl Marx, 1. İşçi Enternasyonali Derneği'nin kurucularından biriydi ve Başkanlığını da yapmıştı. ama, "uvriyerist" değildi, "anarko-sendikalist" de değildi, işçi sınıfının siyasî örgütlenmeleri ile ekonomik örgütlenmeleri arasında bir fark olduğunu yazmıştı. sendikalar, 19. Yüzyıl boyunca geliştiler, yayıldılar. 20. Yüzyıl'da ise, "sendikalizm", dünya çapında bir gerçek idi. Rusya'da, Sovyetler kurulmuştu, İtalya'da "fabrika konseyleri" kuruldu, İspanya'da, Almanya'da, İngiltere'de, Amerika Birleşik Devletleri'nde, Japonya'da büyük sendikalar kuruldu. "sendikalizm"in yayılmasını engellemek için, bazı kapitalist devletler sendikalara baskı yaptılar. meselâ, Amerika'da, sonradan Elia Kazan'ın filmini yaptığı -"Rıhtımlar Üzerinde" filmi- gibi sorunlar yaşandı. ama, sonunda, sendikalar, hemen tüm dünyada örgütlendi, kuruldu, ILO'nun da kurulması ile, meşrû, yasal işçi örgütlenmeleri haline geldi. Marxizm, kapitalist ülkelerde olduğu gibi, sosyalist ülkelerde de sendikaların kurulmasını doğal karşılar. sosyalist ülkelerde de, sendikalar yaygın bir biçimde örgütlenmişti, kurulmuştu. işçi sınıfının, ekonomide, siyasette, kültürde, hukukta, iş güvenliği ve işçi sağlığı alanında, sendikalardan başka güveneceği bir kurum yoktur, bu alanlarda işçi sınıfının önceliği sendikalara sahip olmasıdır, sendikalarının güçlenmesidir.
SİNAN ÖNER