31 Aralık 2012 Pazartesi

Marxizm'in Diyalektiği

"Doğanın Diyalektiği", Frederick Engels'in kitabının adı, fizik, kimya, biyoloji gibi fen bilimlerinin gelişme düzeyini anlatan bir kitaptı. "diyalektik" metodolojinin, fen bilimlerindeki kullanımlarını özetlemişti Engels.
daha sonra, Lenin de, "diyalektik" metodolojiyi anlatırken, fen bilimlerinin 20. Yüzyıl başlarındaki özelliklerini anlatmıştı.
Marxizm'in de bir diyalektiği vardır.
"diyalektik" derken, belli birtakım ilkelerden bahsediyoruz.
1 karşıtların birliği ve savaşımı, (unity and antagonism),
2 niceliksel gelişmenin niteliksel değişmeye neden olması, ( quantity and quality),
3 şeylerin birbirlerine bağlılığı, (relativity and dependance),
4 "tez, antitez, sentez süreci"
gibi birtakım ilkeler.  
Marxizm'deki diyalektik nedir? 
Marxizm, kapitalist toplumda doğmuş bir dünya görüşü olarak, kapitalizmin diyalektiğinin bir yansımasıdır aynı zamanda, ama, Lenin'in önerdiği gibi, yansıma olarak kalmaz, yaratıcı-değiştirici bir dünya görüşüne dönüşür. 
Marxizm'deki diyalektik, bir sosyal bilim olarak Marxizm'in bir özelliğidir, bir zihin felsefesi olarak özelliğidir ve bir tarih felsefesi olarak, "tarihsel materyalizm" olarak bir özelliğidir. Marxizm, karşıtlıklardan arınmış bir "dogma" değildir. Marxizm, değişmelerin olanaksızlaştığı "metafizik" bir "dogmalar" alanı değildir. Marxizm, kavramlarının birbirleri ile bağlarının yok olduğu, birbirlerinden yalıtık bir "dogmalar" alanı değildir. Marxizm, bir tarihe sahip bir dünya görüşüdür, "tez"leri vardır, "antitez"leri vardır,"sentez"leri vardır. Marxizm'in, "tez" olduğu, "antitez" olduğu, "sentez" olduğu durumlar (situations) vardır.
Marxizm'in diyalektiğini anlamak için, Marxizm Tarihi'ni ayrıntılarına dek okumak ve anlamak gerekir. Marxizm'in "praxis"ini anlamak için de, dünyayı anlamak, dünya üzerindeki tarihî üretimin sonuçlarını fark etmek, "duyum"larla dünyayı kavramak gerekir. bilimle, sanatla, felsefeyle dünyaya yönelmek gerekir.
Marxizm, "hümanist" bir dünya görüşü olarak, "hümanist bilimler" arasında yer alan bir dünya görüşüdür aynı zamanda. Marxizm, "pozitif bilimler" alanında yer alır, ama, fen bilimleri ile sosyal bilimler arasındaki farklılığın bir gün aşılacağını, fen bilimleri ile sosyal bilimlerin bir gün tekleşeceğini öne süren de Marxizm'dir.
Marxizm'in diyalektiği, Marxizm'i, 21. Yüzyıl'ın da geçerli bir felsefesi, bir dünya görüşü yapmıştır.   
SİNAN ÖNER 

Marxizm ve "Uvriyerizm"

Marxizm'i ve Marxizm Tarihi'ni tartışırken, "uvriyerizm" konusuna girmek doğal. "uvriyerizm" ya da "işçicilik", Marxizm'in ilk yıllarından itibâren "yol arkadaşı" bir düşünce tarzıdır, bir "pratik" davranış tarzıdır. sanayi kapitalizminin yayılması ile, işçi sınıfı da çoğaldı ve nitelikçe de gelişti. "uvriyerist" politikaların veya felsefelerin yayılması da doğal bir gelişme idi. işçi sınıfına bağlanmak, politikada işçilerden umutlanmak, işçi sınıfına hayranlık duymak, "uvriyerizm"i bir politik seçenek olarak önermek, Marxizm Tarihi boyunca doğal bir akım olmuştur. ama, Paris Komünü sırasında, ya da, Rusya'da 1905 Devrimi sırasında, Sovyetler'in gelişmesi sırasında, "uvriyerizm"in neden olduğu zararlar ya da politik hatalar, Marxizm'in "uvriyerizm"e daha mesafeli olmasını koşullamıştır. hem sosyal demokrat hareketlerde, hem de Komünist Enternasyonal'de, "uvriyerizm"e karşı daha etkili bir politika önerildi. bir yandan "sendikalizm" ve "anarkosendikalizm" akımları eleştiri konusu olurken, bir yandan da "uvriyerizm" eleştirildi. İtalyan Marxist Antonio Gramsci de, bir yandan fabrika çalışanlarının yöneteceği "fabrika konseyleri"ni önerirken, "uvriyerist" sapmalara karşı da, işçi sınıfı ile burjuvazi arasında "tarihsel bir blok"un kurulmasını önermişti. Gramsci, "uvriyerizm"in işçi sınıfı hareketlerinin yararına olmadığını anlatırken, bir yandan da Marxizm'in işçi sınıfının partisi İtalyan Komünist Partisi'nin dünya görüşü olduğunu anlatmıştı. Lenin'in yazdığı gibi, "genel'in çıkarları" için "partinin ve sınıfın çıkarları" ikinci plâna itilebilirdi, "uvriyerizm" bunu anlamaktan uzaktı. "uvriyerizm", bir anlamda "dar kafalı" bir felsefe idi, işçi sınıfının ilerlemesi önünde bir engele dönüşebilirdi, kimi durumda dönüşmüştür de. "uvriyerizm" ile, işçi sınıfının İtalya'da ya da başka ülkelerde, modern dönemde, sorunlarını anlamak olanaksızdı, "uvriyerizm", sosyal demokrat ve sosyalist akıma bir "muhâlefet" olmaktan öteye gidememişti, "negatif" bir karakteri vardır "uvriyerizm"in.
SİNAN ÖNER

"Marxizm Defteri"ne Başlarken

Sinan Öner's Marxism Notebook sayfalarında, Marxizm'in başlıca konularına ve tarihî karakterine değineceğim. Marxizm, Türkçe'de de bir tarih yaşadı, yaşıyor. ama, dünya tarihi içinde Marxizm'in Tarihi'ni anlamadan, bugünkü dünyada herhangi bir sosyal başarı elde etmek neredeyse olanaksız.
Marxizm nedir?
Karl Marx'ın eserlerinden yansıyan ilkeler -Engels'in deyişi ile-, metodoloji, ve tarih bilgilerinden oluşan bir "sistem", bir "mantık dizgesi", bir "dünya görüşü".
Engels'in eserleri olmaksızın Marxizm'i anlamak belki de olanaksızdır, Karl Marx ile Frederick Engels, daha baştan işbirliği yapmışlardı, 1845'de "Alman İdeolojisi"ni, 1848'de "Komünist Manifesto"yu birlikte yazmışlardı.
Marxizm Tarihi'nden bahsetmek, 19. Yüzyıl ve 20. Yüzyıl Tarihlerinden bahsetmek anlamına geliyor. Marxizm'e bağlı olarak kurulan devletlerin tarihinden bahsetmek demek. Çin Halk Cumhuriyeti, Sovyetler Birliği, Doğu Avrupa'daki, Balkanlar'daki, Latin Amerika'daki, Afrika'daki sosyalist deneyimler, Marxizm Tarihi'nin bir ilkeler tarihi olduğu gibi, bir uygulamalar tarihi, bir "praxis" tarihi olduğunun kanıtlarıdır.
Marxizm, Marxizm-öncesi tarihe bağlanan bir dünya görüşüdür. Karl Marx da, Frederick Engels de, "Hegelci" felsefe öğrencileriydi, Hegel'in eserlerini okuyup sürdürmekle Alman felsefesinde yer edinmişlerdi.
Hegel'in mantığı, tarih felsefesi, estetiği, felsefe tarihi, Karl Marx'ın ilk esin kaynaklarıdır.
Sinan Öner's Marxism Notebook sayfalarında, felsefe ve felsefe ile bağlı konuları ele alacağım, ekonomi, politika, estetik, tarih konularının yanısıra.
Marxizm, bir felsefe getirmişti, bir politik ekonomi getirmişti, bir politika getirmişti, bir estetik getirmişti ve nihayet bir tarih felsefesi getirmişti.
Marxizm'in "bileşenleri" ve "kaynakları"nı ele alan Rus filozof Vladimir Lenin, "felsefe, politik ekonomi ve politika"dan bahseder, "klasik Alman felsefesi, İngiliz politik ekonomisi ve Fransız politikası"ndan bahseder. bu açıdan, Marxizm, Alman, İngiliz ve Fransız deneyimlerinin bir "sentez"i gibidir.
ama, 1. İşçi Enternasyonali Derneği ile, ve sonra 20. Yüzyıl'da, Marxizm'in alanı genişlemişti. Marxizm, 20. Yüzyıl'da, bir dünya felsefesi idi, "global" ya da "enternasyonal" bir felsefe idi.
Karl Marx, Almanya, Fransa ve İngiltere'de yaşamıştı, Hegel, Saint-Simon ve Adam Smith gibi filozofların esinlediği yeni bir filozof idi.
şimdi, 21. Yüzyıl'da, Karl Marx'ın "Komünist Manifesto"sundan 160 yıl sonra, Marxizm'i yenilemek, Marxizm'den öğrenmek, Marxizm'in öğrenciliğinde yeni düşünceler, yeni felsefeler yaratmak ödevi ile yaşıyoruz. Sinan Öner's Marxism Notebook sayfalarında, Marxizm'in bugünkü koşullarını tartışacağım, sosyal, ekonomik, kültürel ve daha genel koşulları tanımlayacağım.
SİNAN ÖNER